Kıyamet kopuyor. Ama bu kıyamet Şirince ile ilgili. Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere 21 Aralık 2012 de kıyamet kopacakmış. Maya takvimi o gün sona eriyormuş. Marduk gezegeni gözünü dünyamıza dikmiş bekliyormuş. O gün dünyaya çarpacakmış. Ne alıp veremediği varsa bizimle. Ben de Marduk'a diyorum ki, haydi vur öleceksek ölelim ...Nasılsa bir can borcumuz var.
Şirince de kopan kıyametse 15_ 31 Aralık arasında otellerde yer bulunamaması ile ilgili. Mavi enerji grubu diye bir grup,
Maya takvimine göre 21 Aralık'ta kopması beklenen kıyametten sadece İzmir'in Şirince ilçesi ve Fransa'nın güneyindeki Bugarach köyünün etkilenmeyeceğini, buraların Hz. İsa tarafından kurtarılacağını iddia ediyor. O sebeple, her sene yabancı turistlerin bu tarihlerde görülmediği Şirince de otellerde rezervasyonlar dolmuş diyorlar. Köy halkı bu hareketlilikten memnun tabii ki, ayrıca inanış doğru ise Şirince'ye bir gemi gelip oradakileri kurtaracakmış. Köylü bu hususta da şanslı bu durumda. Türk vatandaşlarımızdan da Şirince'de yer ayırtanlar varmış duyduğuma göre. Rahmetli anneannem kıyamet alametleri ile ilgili kur'an da yazanları okurdu bize. İmanlı olanların kıyametine daha epeyce zaman var benim bildiğim kadarı ile.
Bir grup felaket senaryoları anlatıyor TIKTIK
Bir başka video da ise Nasa'nın açıklaması var bu konularla ilgili olarak. Bakın 21 Aralık için onlar neler söylüyorlar.
TIKTIK
21 Aralık teorisinden birisi de, o tarihte insanlığın uzaylılarla tanışacağı ya da uzaylıların dünyayı istila edeceği. Bu en çok ablamı sevindirir sanırım, uzaylıları çok merak ederde kendisi.
Kıyameti bir kenara bırakalım , gelelim benim kıyametime. Ben Şirince'yi görmedim. Bakalım mı nasıl bir yermiş.
Şirince İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı , Selçuk'a 8 km uzaklıkta bir köymüş. Ben İzmir ve civarına gittiğim yıllarda bu kadar popüler olmadığı için sanırım görmeden gelmişim. Eskiden bir Rum köyü imiş Şirince, Mübadeleden sonra Rumlar çıkarılıp ,Kavala'dan gelen mübadiller yerleştirilmiş.
Bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra, şeftali, incir, elma, ceviz ve kiraz yetişiyormuş yörede. Bir de Ege bölgesinin en güzel zeytinyağları burada üretiliyormuş. Gidenler anlatırlar hep, şarabını ve zeytinyağını.
*Fotoğraflar Flickr'dan alınmıştır. Kaynak kısmına tıklarsanız sahibine ulaşabilirsiniz.Sahiplerine çok teşekkürler.
Şirince köyü eski kaynaklarda "dağdaki Efes" olarak anılıyormuş. Efes kenti dağıldıktan sonra liman Kuşadası'na taşınmış, bir grupta Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlardan ve taşkınlardan uzak kalmak için dağa doğru çıkıp oraya yerleşmiş. Böyle olduğu tahmin ediliyormuş. Adı Şirince olmadan önce "çirkince" imiş. Bir grup Rum kendilerine gösterilen yere yerleşince , civar köylerde olanların " nasıl, yerleştiğiniz yer güzel mi ?" sorusuna "çirkince " diye yanıt vermişler ve adı çirkince olmuş. Yıllarca çirkince olan adı, cumhuriyetin ilk yıllarında köyü ziyaret eden İzmir valisi Kazım Dirik paşanın "böyle güzel bir yer çirkince olamaz , olsa olsa şirince olur " demesi ile değişmiş ve Şirince olmuş..
Şirince son derece şirin bir yer görebildiğim kadarı ile. Hakkında bilgi edinirken uğradığım Hotel şirince evlerinin internet sitesinde, otelin fotoları var. Ben bu odaya bayıldım bayıldım bayıldım. Taşra odası olarak geçiyor. Kuş olsam oraya konsam .
Şirince'nin tarihi ile ilgili detayları okumak ve Hotel Şirince evlerinin sayfasını ziyaret etmek isterseniz
TıkTık
Eğer 21 Aralık'ta bir şey olmazsa , hayatta kalırsak ve ömrüm yeterse ben Şirince'yi görmek istiyorum.